1 Ağustos 2016 Pazartesi

Özel Gereksinimli Bireylerde Yalnız Uyku


Uzun bir aradan sonra herkese merhaba. Umarım tekrar düzenli bir şekilde yazılarımıza devam edebileceğimiz bir sürece girmişizdir.
Bu haftaki yazımda sizler için, şu an çalıştığım kurumda öğrenci velilerime bilgilendirici yazı olarak dağıttığım bir yazıyı sunmak istiyorum. Öğretmen arkadaşlar kopyalayarak bir A4 çıktısı ile öğrenci velilerine dağıtabilir, değerli ailelerimiz ise bu yazıyı okuyup çevresindeki ailelerin de bu konuda bilgilenmesini sağlayabilir. Umarım bilgilendirici bir yazıdır ve hepimiz hayat kalitesini arttırmak için güzel bir fırsat olur.
Şimdiden iyi okumalar, iyi çalışmalar. Sevgiler.

ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERDE YALNIZ UYKU
Eğitim sürecinde sıkça ihmal edilen ancak eğitimin tamamını derinden etkileyen önemli noktalar yatağa yalnız gitme, yalnız uyuma, yalnız uyanma ve bunlara dair korkulardır. Alınan eğitimin kalitesini, anne-baba ilişkisinin çocuktan bağımsız olan kısmının sağlıklı olması, çocuğun bir birey olarak bağımsızlaşması tamamen bu konularla bağlantılıdır. Uzmanlar doğumdan itibaren ayrı oda, ayrı yatak konusunda oldukça ısrarcı. Bunun sebebi de yukarıda bahsettiğim, çocuğun gelişimini kökten etkileyen durumlar.
                Doğumdan sonra bebeğinizi ayrı yatağa ve odaya alıştırmak her zaman daha kolaydır. Yatağa yatırıp orada kendi başına uyumasını sağlamak, ağlama ya da tepki gösterme durumunda kucağa alarak değil sadece vücuduna ellerinizle temas ederek varlığınızı hissettirmek yeterli olacaktır. Ancak zamanla yanında kalınan sürenin kısaltılması daha doğru olacaktır. Gece lambaları, açık kapılar tercihe göre kullanılabilir ancak doğumdan itibaren bunları kullanmamış bir bebek ilerde de bunları aramayacaktır. Özel durumlarda (Aniden başlayan korkular, ihtiyacın oluşması vs.) buna başvurulabilir. Ayrı bir odada olması anne için kalkıp emzirme, diğer ihtiyaçlarını giderme konusunda zorluk çıkarsa da ilerleyen dönemde yaşanacak sorunları göz önüne alınca buna katlanılması daha cazip görünmektedir. Annenin bunu ihmal etmemesi önemlidir. Aynı yatakta uyuyan bebeği hemen emzirip uyutmak kolaydır ancak ilerleyen dönemlere birçok olumsuz etkisi vardır.
                Bebekler için bir diğer önemli nokta emzirme sonrası da bebeğinizi hemen kendi yatağına bırakmaktır. Bu önemli bir noktadır ve ihmal edilememelidir.
                Doğumdan sonra aynı odada ve yatakta uyumuş ve artık seneler geçmiş bireyler için ise öneriler biraz zorlayıcı ve uzun gelebilir. Ancak yararları düşünüldüğünde bir an önce yatağın da odanın da ayrılması mutlak önem taşımaktadır. İsterseniz önce ebeveynleri ile aynı yatak ve aynı odada büyüyen bireylerin özelliklerine bakalım:
  • Korkuları vardır ve bu korkularla çalışılmadığı için yetişkinlikte de korkuların izleri devam eder.
  • Pasif kişilik gösterirler. Diğer insanların fikirlerini çabuk kabul eder, fikir üretmez ya da kendi fikirlerini savunmazlar.
  • Anneye ve babaya (Özellikle anneye!) bağımlı yetişen bireylerdir. Anneye bağlı olmak sağlıklıyken bağımlı olmak doğru değildir. Bağımlı olan bireyler anneden-babadan ayrı kalamaz, her durumda onlardan fikir alır, kendi karakterini ortaya koyamaz. Bu çocukken sorun değilmiş gibi görünse de ilerleyen dönemlerde ailenin kalitesini düşürür ve çalışılması daha da zor bir hale gelir.
Şimdi de yatakları ayırma sürecini konuşalım:
  • Daha önce sizinle yatmayan ancak son zamanlarda sizinle yatmak isteyen çocuğunuzun teklifini kabul etmeden ya da reddetmeden önce sebebini sorun. Sebebinin açıklaması yoksa ya da çocuğunuzun dil ve konuma becerileri bunu açıklamak için henüz yeterli değilse, birlikte yatamayacağınızı sebepleriyle anlatın. Burada “Sen artık abla/abi oldun. Korkacak bir şey yok.” gibi geçici cümleler yerine “Herkes kendi yatağında yatmalı. Sen de kendi yatağında yatmalısın. Bizim yatağımız sadece iki kişilik.” gibi konuşmalar daha doğru olacaktır. Sebebini açıkladığında da sebebine saygı duyduğunuzu hissettirerek yine aynı açıklamaları yapabilirsiniz.
  • Zaten beraber yatıyorsanız yatakları ayırarak işe başlayabilirsiniz. Ardından odaları ayırmak daha doğru olacaktır. Aşama aşama gitmek özel gereksinimli çocuklarımız için daha kolay olacaktır. Burada önemli olan tek nokta geri adım atmamaktır.
  • Yatağa uyumadan önce gitmesi ve orada yatakta tek başınayken uyuması mühimdir. Uyurken yatakta yanına uzanmak yerine yatağın dışından elini tutarak, saçını okşayarak uyumasına yardımcı olabilir, uyumasını bekleyebilirsiniz. Bu süreci zaman geçtikçe kısaltabilir ve o uyumadan odadan çıkabilirsiniz. İlk zamanlar tepki verse de zamanla siz gittikten sonra da uykuya dalmayı başarmış olacaktır. Burada bir diğer önemli nokta o uyuduktan sonra sizin kendi yatağınıza gideceğinizi söylemenizdir. Sizin hep orada olacağınız algısı ile uyumasına izin vermeyin. Bunun yerine “Sen uyuyunca ben de kendi yatağımda uyuyacağım.” demeyi unutmayın.
  • Yalnız başına uyumayı başarmış ancak gece uyku esnasında korkuyla yanınıza gelen çocuğunuza muameleniz büyük önem taşımaktadır. Korkunun sebebini biliyorsanız “Ben varım. Ben seni korurum.” gibi size bağımlılığı arttıracak cümleler yerine “Bu ayıcıktan korkacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Görüntüsü oldukça şirin. Ancak hâlâ korkunç geliyorsa istersen onu dışarı çıkaralım. Ancak bu bir oyuncak ve hareket edemez, konuşamaz, sana zarar veremez.” gibi net ve doğru cümlelerle telkinde bulunalım.
  • Korkularını küçümsemeyin, basit gördüğünüzü hissettirmeyin. Saygı duyduğunuzu, kaygılarını anladığınızı belirtin. Bu, onun hem size saygısını arttırır hem de güvenini arttırır.
  • İnsanlar çevrelerindeki her şeyi bir yüze benzetme eğilimindedir. Bu eğilim gece korkularını arttırır. Bir gölgeyi kendine bakan biri olarak görmek çocuğunuzu korkutur. Bunu açıklayabilirsiniz: “Biz insanlar en çok insan yüzü görüyoruz. Sonra da her gördüğümüzü en kolay buna benzetiyor. Sen de bu gölgeyi bu yüzden birine benzetiyorsun ama bu sadece bir gölge. Evimize bizden başka kimse giremez. Kapılarımız kilitli, anahtarları da bende. Bu konuda seni üzecek hiçbir durum yok.” gibi.
  • Bir kez taviz verip “Hadi madem, bu gece çok korkmuş gibi duruyorsun. Bizimle uyu.” dendiğinde açık kapı bırakılmış olur ve bu istekler devam eder. Bu nedenle net olarak hiçbir zaman bu istek kabul edilmemelidir. Ret cevabı sert bir üslupla değil, sebebi açıklanarak sakince verilmelidir.
  • Çocuğunuzun yatak odasında yapacağınız değişiklikler hem çocuğunuza iyi gelir hem de odada uyumak, orada bulunmak için heveslenmesini sağlar. Bu değişiklikleri çocuğunuzun fikrini alarak ve onunla beraber yapmanız daha doğru olacaktır. Bir önceki gece korktuğunu söylediği oyuncağı bir arkadaşına vererek ya da dolaba kaldırarak ona yardımcı olabilirsiniz.
  • Uyku saatiniz net ve her zaman aynı saat olmalı. Esnek uyku saatleri hem sağlığa zararlı hem de düzen için olumsuz bir durumdur. Uyku saatinizi beraber de belirleyebilirsiniz. Bu saatten önce televizyon ve bilgisayar gibi elektronik eşyalardan uzaklaştırmak, korku ya da kaygı uyandırıcı görseller izlemesini ve görmesini engellemek, evdeki tartışmaları bu saate gündeme getirmemek ve daha sakin bir ortam sunmak çocuğunuzun daha güvenle uyumasını sağlayacaktır.
  • Çocuğunuzu ayrı yatak ya da odaya alıştırırken sizden önce uyumasını sağlayabilirsiniz. Evde sizin sesinizi duymak onun güvende hissetmesini sağlar. Zamanla bu sesleri azaltarak bağımsızlaşmasını sağlayabilirsiniz.
  • Hayat her zaman durağan ve mutlu gidemez. Olumsuzluklar yaşandığında, çocuğunuzun ya da sizin başınızdan travmatik olaylar geçtiğinde yatağa beraber geçmek yerine gün içerisinde beraber kaliteli vakit geçirerek yine ayrı yataklarda uyumak doğru olacaktır. Bu süreçte çocuğunuza gece lambaları konusunda tolerans gösterebilirsiniz. Odanın kapısının aralık uyunması vs gibi önlemler de alabilirsiniz. Süreç sona erip çocuğunuzun toparlandığını fark ettiğinizde bu yardımcıları ona sorarak yavaş yavaş hayatından çıkarmanız yerinde olacaktır.
  • Bu süreç oldukça uzun sürebilir. Sabırla aynı şekilde davranarak ve hiçbir zaman geri adım atmadan aynı şekilde çalışılmaya devam edilmelidir. Ancak her şeye rağmen, tutarlı şekilde uygulamalara hiç yanıt alınmazsa bir psikologdan ya da çocuk psikiyatristinden yardım alınması yerinde olacaktır.


Bu öneriler ileride çocuğunuzun ve sizin daha bağımsız ve sağlıklı bireyler olmanız, ailenin kalitesinin artması için önemlidir. Uygulamaya geçtiğinizde öğretmenlerinizden, psikoloğunuzdan destek alırsanız süreci daha rahat atlatacağınıza eminim. Şimdiden kolaylıklar diliyorum. Unutmayın; tutarlı olarak, geri adım atmadan ve tatlı dille bu süreci çabucak atlatabilirsiniz. Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder